26 Mayıs 2013 Pazar

Bedenimizi Neden Korumalıyız?

   Geçen de sağlam bisiklet binen, tenis oynayan, dağlar da fink atan, bir velet ruhlumla uzunca sohbet ettik. Beni acaip sarstı kendisi hakkın da anlattıklarıyla. Hastalıklardan söz ediyorduk, "ben de şeker ve troid var, bi ara içiyodum ilaçları hepsini kestim, sporu da bıraktım işimin yoğunluğundan" dedi.
    Dört aydır görmemiştim kendisini, bedeni imdat frenini çekmiş halde gelmişti bana, nasıl söylesem kırmadan incitmeden diye düşünürken bu itirafıyla dağılmıştım, nasıl bir kendin den vaz geçmedir bu.

   Kalabalık da tacize uğrayan genç kız gibi allak bullak oldum. Nassı bi benzetme mi diyonuz? Öle valla öfke, kızgınlık, üzüntü, tepki, saldırma isteği, karşımdakini bi güzel dövme dürtüsünü kapsar bu duygu.

  Ürkütmemek için ses tonumu bile yükseltmeden inceden "ne yapmaya çalışıyorsun hemen başla tedavine" diyebildim sadece.

   O günden beri aklımdan çıkmıyor, bir şeyler yapmam lazım, sevdiğim bir insan diye düşünüyorum. İçinde bulunduğum daralmadan dolayı kendime faydam olmaz zamanlardayım.

  Buraya döküyorum içimi işte. Sağlıklı olayım aman da çok yaşıyayım, dünyaya kazık çakayım insanı değilim onları ayrıca sevmem de. Şeker, troid, tansiyon gibi hastalıklardan insan ölmez. Sadece o hastalıkları tanıyıp, yüzleşip, gereklerini yerine getireceksin, o kadar hepi topu.

   Diyet YAPACAKSIN hastalıkların olmasa da, yaşın 40'ı geçti mi, kendine frenler yapacaksın sık sık basmak için. Hastalık gelmişse kabullenip, kontrollerini yaptıracak, ilaçlarını alacaksın, kendin hem de başkasından beklemeden. Bir şekil de spor yapacaksın yürüyeceksin. Önüne konanın içeriğini düşünüp çöpe döker gibi yutmayacaksın, tabağın da kalsın bırak, ayıp olmaz ısrar edene "yemiyeceğim " de, daha da ısrar ederse  yağlı de tuzlu de red et.

   Tüm bunları kendin için değil sevdiklerin için yapmalısın. Yaşlılığın da kimseye muhtaç olmamak için, kendine saygın için, sevdiğin insanların sana bakmak zorunda kalmamaları için. 
   Hastaneler de gözlemledim, kendine bakan, üstü başı düzgün, iç huzurlu hastaları herkes seviyor, hizmetini severek yapıyor. Huysuz, hastalıklarını iplemeden yaşamış, bedenine hoyrat davranmışlara, saygı duyulmuyor. Ne hastaneler de ne kendi çevresin de . 

   Bir sanatçımızın ayağı kesilmiş şekerden üzücü bir şey, ama bir şeker hastası ayağı kesilene kadar, upuzun bir kendini harap etme süreci yaşıyor. Ve o süreç şimdi sevdiği insanlara yüke dönüşmüştür . 

   Sevdiğim bir akrabamı kaybettik genç sayılacak yaşın da. Ömrüne şahidim, nasıl bir saldırıp yok etti bedenini yukarıda saydığım nedenlerle hem de. Kızı devraldığı genetik mirası anlayıp, sağlığını eline aldı zımba gibi oldu bir yıl da. Son zamanlarda en mutlu olduğum "kendine öz saygı"dır.

   Kendimle bu kadarcık ilgilenme sebebim, ileri yaşlarım da, kimseye yük olmamaktır. Siz sevdiğim insanlar, kendinizi sevin, ruhunuzu besleyin, bedeninizi koruyun. Hastalıklarınızı ciddiye alın, bu gün tek hapla iyileşebilecek minik rahatsızlıklar, yarın sizi çok zor durumlara götürür.

  Sağlıkla, huzurla, sevgiyle yaşamak, önce kendi bedenimizden başlar. Siz onu severseniz, herkes de sizi seviyor, evren den yağıyor hepsi ... 

       

Hiç yorum yok: