27 Temmuz 2015 Pazartesi

Kışlık Evimde Sıçmayan Yazlığıma Gelmesin

   Neredeyse yaşdaşlarımın hepsinin yazlıkları var, keyifleri daim olsun. Çoğu davet ederler sağolsunlar ama gitmem. Yazlığına gitmenin ön raconu var benim kafam da, kışlığımızda çok yakın olmalıyız, yemiş içmiş sıçmış bi kaç gün beraber yaşamış, kahvaltısından rakı balığına kadar yaşam tarzımız uymalı ön racon bu, arkadan gelen ağır racon da karakter analizlerine girer kiiii derin mevzudur.

   Bir arkadaşımın yazlığında unutulmaz iki gece diye gidip, on gün kalmıştık küçük kızımla. Sonra büyük kızımı da getirttiler, acaip eğlendiğimiz kısa film bile çekilen muhteşem günler yaşamıştık. Dostlarla kafalarımız uydu tek sorun bile  yaşamadık hep beraber yaptık tüm işleri. Hatta benim merdivenleri silerken fotomu çekip "gazteye vercez bakım müdürünün eşi yazlıklarda temizliğe gidiyor diye" de makara yapmışlardı :D  

   Tüm yazlıkçıların hikayelerini dinlerim, anlatılanlarla hem kahkahalar hem çıldırmalar yaşarım. En babası da bir arkadaşımın yazlığına gelenlere hizmet ediliyo, kocası utanıp kadını dürtmüş kalk yardım et demiş "aaa tatildeyim ayol ben" demiş kadın. Ben bu kadını " laynnn otel mi burasııı" diye perişan eder kovardım evden. Şerif hayatta yapamaz böyle şeyler zarif adamdır.En başarılı otel çalışanı ödülünü almak için deli gibi çalışır, ben onu da boşar eve dönerim, almayalım biz yazlık almayalım :) 

   Birine de ben şahit oldum, bir uğramak istiyoruz diye yemek saati gelmek isteyen benim de tanıdığım aile hadi üç kişiler dedik, yemekleri çoğalttık (arkadaşımın yazlığındayız) Gelenler de inanılmaz iyi kazanan tipler, elleri kolları dolu gelirler dedik. Abi yanlarında bir aileyle bir çüküm karpuzla çıkıp geldiler. Biz şok ve tutuştuk, tekrar ilave yaptı yemeğe arkadaşlarım, ben kudurdum zaten, çocukları uyardık az koyduk tabaklarına (çemkirmeyin az diye başka yok deyip) ben baktım iyice  delirip ağzımı açacağım, üst kata kaçıp kaybolmuştum ortadan.

   O yüzden kimsenin yazlığına gitmem, kocaların somurttuğu, kadınların gergin olduğu, durmadan temizlik yapılan yaza sıçılmış günlerine bulaşmam.

   Ha bak bir de kuzenim de kaldıydım iki gün, onun hızıyla yardım etmeye öyle bir kaptırmışım kendimi tüm bulaşıklar kurulanıp kaldırılıyo durmadan silinip, ön arka teras belli saatlerde yıkanıyor, sabah kahvesi sebze ayıklanırken içiliyor durmadan yemek yapılıyor ve bunları gergin bir hızla yapıyor. Eve döndüğümde aynı gerilimle bir hafta evde de çalışmışım, normale dönmem zaman aldı "vayyy arkadaşşş lan bu nasıl hayattt" demiştim sık sık, aslında arada takılmalı kuzene hızlandırılmış film gibi yaşıyosun sarhoşluk bedavadan hemde :)  

   Bir de hiç yakın olmayanların nezaketen davetlerine koşarak giden bir grup "en iyi yazlık arkadaş yazlığı"cılar var. Dehşetle izlerim onları, bu ne rahatlık, bu nasıl beleşçilik, bu nasıl genişlik. Bakkkk şimdi geldiii aklımaaa lan biz iki yaz Şerif'in ailesi ile yazlık kiralamıştık yaaa, yazlığı olan bile ailecek bize gelmişti yav abovvvv şimdiki aklım olsa anında biner otobüse evime dönerdim :)

   Benden nasihat size; kışlığında yiyip içip (karşılıklı ama len) sıçmadığınız o kadar yakın olmadığınız insanların nezaketen davetlerine icabet etmeyiniz. Biz Türk'üz ısrarla kolpadan davet ederiz, duygularımızı gerilmeden yüzümüze söyleme kültürümüzde yok (keşke olsaaa ben söylerim yav) ama bilin ki arkanızdan muhteşem saydırılıyor, çok kez tanık oldum. Benim arkamdan da konuşuyordur lan bunlar da demişimdir. Gitmeyin valla bak :))))

   Benim düşüm de bu, arka bahçede çadır yeri duş wcsi olan (mutfakta çalıştırırım, boş geleni eve sokmam) bir köy evi deniz evi hayal ediyorum. Öğrenci işsiz boşanma bunalımındaki veletlerime herşey beleş :) kahkahalarıyla ortalığı şenlendirirler hayatı renklendirirler düş buuu hayal edelim neden olmasın :)))