16 Ağustos 2017 Çarşamba

Ötekileştirmek

     Seksenli yıllar 12 eylülün sert yaşandığı zamanlar ilk ve son iş yerim şahane bir laboratuvar da dönemin sağlam ve güzel insanlarıyla çalışıyorum. Yeni birşeyler öğrenme keyfiyle çırpınıyorum bedende gereken ağır işimde çöp gibi bedenimle koşuşup duruyorum. Ağır solcular hepsi ilk ötekileştirmeleri de, bir sürü güzel şeyi de orada yaşadım. 

   Siyasi teorik alt yapımın olmaması, okuduğum kitapları tırt bulmaları, onlar dönemin ağırlığını günlük hayatlarına indirirken, benim neşeyi şarkıyı kahkahalı insanları sevmemi basitlik saydılar. Yıllar sonra bir dost yemeğinde iş dışından bir şahane solcu sonrasının şahane kapitalisti olan kadın "biz devrim için mücadele ederken aşkı sevişmeyi kendimiz olmayı atladık" diye de özeleştiri yapmıştı.

   İçlerinden birine sallanpalı küpe taktırmanın, iyi bir kuaföre yılda bir kere saç kestirmenin insani ve güzel birşey olduğunu kabul ettirmem yılları buldu. Hep söylemişimdir solcuların evlerinde hiç görmedim, demokrasiyi özgürlüğü eşit muameleyi kendi yuvanda olmayanın olduğu dünyayı vaad ediyosun hiç kafama yatmazdı. Ev işlerini kadınların yaptığı devrimciliği hiç sevemedim.

   Yıllar sonra sallanpalı küpeleri takabilen "biz napıyoruz" diye sordu kendilerine "ötekileştiriyoruz" diye de döküldü. Çok çarpıcıdır bu an hala mıh gibi aklımda.

   Sonrasında yaşamda çok kez tanık oldum solcular sağlam ötekileştiriyorlar. Bu gün bu iktidarın en ince yeri ötekileştirdiklerimizi aldı bastı bağrına aidiyet duygusuyla kitleler koşturtuyor.

   Dağcılara katıldık, bisikletçilere katıldık onların çoğunda da var bu ötekileştirme ve kadını meta olarak görme yavşaklığı tüm hızıyla sürüyor yaşamın heryerinde. Ama hiç biri solcuların ki kadar canımı yakmaz.

   Çocukluğumdan beri sinema aşığıyım yoksulluktan, aile huzursuzluğundan dünyanın sorunlarından kaçıp filmlerle başka dünyalara giderdim. Okuma öğrendiğim andan itibaren de kütüphanelerden çıkmadım.Hala olsa Avrupa ayar kütüphaneler oraya her gün giderim.Kitaplar filmler hayatımı güzelleştiriyor yarım asırdır.

   Bir sinema grubundayım sağlam film yorumları yapan şahane güzel insanlar var içlerinden bazılarıyla tanıştım yemekler yedim, çok mutlu anlar yaşıyoruz. Çok donanımlı olduklarından yazdıkları film yorumları afilli oluyor çok zaman da akademik edebi düzgünlükte filmlere bilgi saçıyorlar. Çoğumuzun ortak duygusu "yorum yazamayız altına ayol tırsarız saçmalarız diye korkarız" gibi caydırıcı hissiyatla sağlam takipçileriz. 

   Beni film yorumuna teşvik ettiler zorladılar tırsa tırsa iki film yorumladım tabi ki kendi dilimde kendi hissiyatımla. Anamm ilk filme dostumun dostu olan, lan öyle bi adamla nasıl dost bizimkiler hep şaşmıştım zaten de "herşeyi beğenen estet duygusundan uzak" diye giydirdi. Estet ne la diyemedim ortam nezih yöneticileri naif orada küfretmiyom la valla :D Estet nedir onu bile bilmem diye ince geri bildirdim de soft kaldı içimde kaldı, inşallah bir gün bir yerde denk gelir de sıçarım bacağına :D

   İkinci filmi bir karışıklık olmuş başka biri daha yorumlamış yönetici birleştirmiş yorumları. İkinci yorumcuya arkadaşı güzelleme yapmış kocaman övmüş eyvallah. Benim yazdığım yorum onu hiç heyecanlandırmamış izleyesi gelmemiş, ama senin yorumunla hemen izleyeceğim demiş. Haydaaaaa  arkadaşını övdün de beni niye gömdün layyynnn diye mekanını bilsem gidip basardım. O kadar delirdim inceden Allah benim belamı versin abi yapamadım fakirlik işte oxford vardı da ben mi okumadım hissiyatıyla bişiler yazdım. Ama daha da davosa film yorumlamam deyip kapadım kariyerimi :D 

   Ne gülüyonuz la piçus veletlerim, bunlar olurken insan arkamda durur, bi like bi yorum destek atar demi çoğunuzu neden ekledim la oraya akgezerler,  dragonsuz sarıhatun gibiyim oralarda, gülme fırlatırım terliği ha :D

   Gün oldu devran döndü ikinci abi elinde baltayla çam ormanlarına daldı aboooo dan dan indirdi çamları. Yoğun tartışma konusu oldu ben de bu yüzden okuyan şakşakçılığa transfer olduğumu söyledim. İyidir böyle karışıklıklar temizlik ve ferahlık getirir. Ama en beynimi yakan da burada yapılan "ötekileştirmeyi" anlayamayıp "ne oldu ki" diyenler. O kafada olmayı isterdim göremediğin için hiç bişi seni incitemezdi.

   Bir zamanlar bisiklete zarar bir pezevenk bana "sen bisikletçimisin?" demişti. Onlar gibi şehirlerarası yurt dışı gezginliğim olmadığı için diyor. Ben de yooo değilim ki hiç bir zaman da bisikletçiyim demedim, "bisiklet şakşakçısıyım" demiştim. Oradan kalmadır bu şakşakçılık, kariyerim sinema şakşakçılığı mastırı ile devam ediyor. Ben yazar falan da değilim şurada varoş edebiyatı yapıyorum güldünse işe yaradım demektir :D 

   Kimseyi ötekileştirmeyin, herkes bir filmdir içinde bir sürü hikayeler barındırır hem de en yaşanmışından, onları görmeyi dinlemeyi öğrenin. Benim veletlerim hep ötekileştirmeyenlerdendir, yaş cinsiyet kariyer ayırmadan var olurlar, deneyin çok güzelleştiriyor insanı bu :D