30 Mart 2015 Pazartesi

Genetik Her Şey Demek Değilmiş

   Bu aralar bilimsel beslenme ile bir sürü şey akıyor önüme, ben de okuyup bilgilendikçe ülkemizde eksik olan halk sağlığı doktorlarının önemini anlıyorum. Beslenmede yapacağımız ufak tefek ayarların bedene katkılarına tanık oluyorum yakın çevremden. Kötü örneklere de tanığım.Azcık anlatayım size de altın günü dedikoduları kıvamında :)

   Bu dedikoducu face sayesinde uzun yıllardır görmediğim baba tarafından akrabaların fotoları düştü önüme. Şok oldum lan bunlar benim akrabaysa beni kesin cami avlusundan  aldılar diye, uzun uzun baktım hepsine. Oysa ortak ninemiz dedemiz hiç bir zaman kilolu olmadılar gayet de fit insanlardı. Ben kendimi babanneme benzetirim çok zaman (fit ya ondandır :P )

   Genetik hiç bir şey diye düşündüm o anda. Kesinlikle beslenme beslenme beslenme hepsinin başı beslenme. Azcık da olsa yapılan spor ve iç neşesi insanı fit ve genç tutuyor.

   Zararlı yiyecek ayıklanması beyaz ekmekle başladı biz de, yoksa her zaman gerçek Ege sofrası vardır kahvaltısından tüm otlara kadar. sizin meyhanede meze diye yedikleriniz bizim evde salata, yemek olarak arzı endam eder her zaman. Kızlarım İstanbul dan eve gelirken özel siparişleri büyüğün pancar küçüğün cibez ortak börülcedir istekleri balık net salata leğen boydur.

   Neyse, beyaz ekmekten kepekli, tam buğdaya geçişte Şerif çok zorlandı "karton gibi bunlar (hakkatten berbattı yav) neden zorla yediriyon şeker tansiyon hastası değilim obez değilim" mır mır mır öttü durdu ama geçmiştik.

   Beni şekerden büyük kızım inceden sade kahvenin tadına bak bir diyerek koparmaya başladı iki yıl önce. Her yandan da şeker karşıtı yayınlar bombardımanı başlamıştı, yavaşça ve zorlanarak bıraktım şekeri. Kesinlikle uyuşturucu gibi korkunç boyutta bir bağımlılık. Sabahları kahvaltıyı tahin pekmezle (üç lokma o da) finallerdim, onu da bıraktım. Özel balın yaptığı üç kiloya da tanık oldum kendimde ona da yallah dedim.

   Hiç de kolay değil şeker ve şekerli yiyeceklerden kopmak kültürümüz çok tatlı oradan bombalanıyoruz. İki yıldır daha yeni o da Katogenik beslenmeye (yarım tür Karatay) geçtikten sonra aklıma gelmez oldu tatlı. Ve tüm çevrem sigarayı bıraktığı gibi hızla şekeri de bıraktı, kimse çayla şeker getirmiyor çay kaşıkları kalktı ortadan. Akıllı insanlarla yaşamak çok konforlu.

   En şaşırdığım Şerif oldu bir sabah kahvaltı da şöyle bir şey yaşadık.
    "Sen şeker atmıyomusun çayına?"
    "Bıraktım ben şekeri"
    "Neden bana da bırak demiyosun?"
   "Ekmekle uğraştım yorucusun karışmıyom naparsan yap"
   "Sen uzun yaşa ben gebereyim yooookk yaaaa" 

   Valla adam şırak diye bıraktı şekeri, vay manyak sigara ve ekmeği bırakmada yaşadıkları ağır antremanmış heralde. Şimdi taktı kafasına iş yerinde yediklerine ayar yapıyor ve inceden minik minik ağırlık atıyor. Yoksa onunda tüm sülalesinin maşallahı var göbek göbekler.

   Yakın dostum var muhteşem spor yapıyor plates, yüzme, bisiklet, yürüme hepsi sürekli yaşamında, ama kendisi de itiraf etti beslenme ayarı yok. Ve kiloda sorun yaşıyor ayarlarını yapma niyetinde gördü ki işe yaramıyor spor tek başına. İkisi birden olmalı akıllı beslenme ve spor. 

   Tüm bu anlatıklarım bizden size yakın örnek olsun diyedir. Yediğiniz içtiğinize minik ayarlarla büyük farklar yaratabilirsiniz. Organik beslenme cennetindeyiz peşine düşün ve akılla besleyin bedeninizi, otların en ucuz olduğu yerde otlamak neredeyse bedava.

   Ben kazık çakmıcam dünyaya, bok yoluna da ölürsem arkamdan rakı balık incesaz sofraları kurun uleyyynn. Dört kollumu taşırken de "layyyn amma yemiş" demeyin diyedir tüm uğraşım :P Şaka lan şaka sağlıkla yaşlanam diye doktor sevmeyen bünyeme kıyaklar yapıyom :)

   Genetiğinizle oynayın iyi huylu GDO lu mamül olun ki, ilaç firmaları iflasa doktorlar tatile gitsinler :) 

3 Mart 2015 Salı

İnsan Diyeti

   Geçen de bir yerde okudum bu sözü "insan diyeti yapın" hayatınızdan olumsuzluk saçan, negatif ruhlu, neşesiz, hep bardağın boş tarafına bakan, eğlenemiyen insanları temizleyin diyor.

   2002 de annemi gönderdim o yıldan beri enfes bir elektrik süpürgesi oluşturdum. Kötü günün de yok mu? İyi günün de iki cümleyle sevincini paylaşmıyor mu? Sennn nasılsın diyerek ruhuna bakmıyor mu? Paso kendi çöpünü mü döküyor? Dünyadan bir haber ve ülke kıçın da değil mi? Hayvana doğaya insana merhametini kaybetmiş mi? Kedi köpek bebeklere bakarken gülümsemiyor mu? Mizah duygusu ölmüş, hayata milli eğitim müfettişi gibi mi bakıyo? Derin ince bir bakışı yıllarla oluşmamış mı? Hemmennn arkana bakmadan uzaklaşşş ve TEMİZLEEEEE aç süpürgeni hüppp diye çeksin.

   Bir grup değişik insan acaip kahkahalı bir akşam geçirdik. Biri "uzun zamandır böyle gülmemiştim yüzüm ağrıdı gülmekten" dedi. Düşündüm de bu arkadaşın suç kendinde, hayatına çektiği karamsarlıkları o topluyor ve bundan mutlu da ama farkın da değil. Farkına varsa yavaş yavaş değişim de gelir.

   Benim facebook fotolarıma bakanlar çok eğlenceli bir hayatım olduğunu sanıyorlar. Oysa normal bir hayatım var hatta fazla sessiz, filmler, kitaplar, dergiler, internetle geçiyor günlerim. Kimseye de ihtiyaç duymuyorum iyi mi kötü mü tartışılır mı umurumda da değil huzurla yaşıyorum. Sadece azıcık sokağa çıktığım da, mizah duygusu olan zeki güzel gülen insanlarla olmayı tercih ediyorum. O zaman o anların fotoları tabi ki de çok eğlenceli çıkıyor. Oradaki insanların ruhlarından kaynaklı bu.

   İnsan diyeti yapın hayatınızın çöplerinden arının. Ananız kardeşiniz eşiniz bile olsa "hüoppp buraya çöp döken eşektir" deyin, sınır çekin. Eşekler güzel hayvanlardır ve böyle insan çirkinlikleri yapmazlar, hangi ata demişse yanlış demiş biz de kullanıyoz işte.

   Ülkenin kaosunu, dünyanın çarpıklığını, olan olumsuzlukları değiştiremeyiz duyarlıyız sık sık sokak aktivistiyiz, ama tüm bunları ruh tipinize dönüştürüp sıkıcı kara insan olmayın lan. Sen öyle olunca ben böyle durunca ne halta yarıyo hiçççç. Sen sıkıcı ben eğlenceli algılanıyoz o kadarcık işte. Bu gezegende bir nokta bile değiliz. Bunu anladığın an hafifleyeceksin imam, pamuk, kefen üçlüsüne değinmiyom bile anladın demi? 

   Tercihinizi darlayıcı milli eğitim müfettişinden yana değil, sınıfın ele avuca sığmaz en fırlama öğrencisi olmaktan yana kullanın. Öğretmeye değil öğrenmeye açık olun, bizim zamanımız demeyin bi bok yoktu bizim zamanımız da AN da var herşey. Eğlenin len acık içimi kurutmayın...

   Not: Öğreten adam, düz adam Sami'lik sezdim bi an kendim de, size de öyle gelmişse çekinmeyin söyleyin, ince ayar yapam ruhuma :)