14 Mart 2013 Perşembe

Doktorlarım

   Doktorlarımızı her zaman önce güzel insan olsun sonra doktor düsturundan yola çıkıp seçtik. Çok zaman insan hakları derneğinden bilgiyle ulaşmışızdır onlara.   

    Hep şahane donanımlı dost insanlara denk geldik. İşi büyütüp dibini çıkardığımız anlarımız çoktur . İlk kızımı doğurtan iki doktorla meyhaneye gittik. İkinciyi doğurtanın,  hayatında olan biten her şeyi paylaşırdı bizimle, muayene saatimiz, onun terapi saati olurdu. Sekreteri defalarca dışarıda hasta bekliyor diye uyarırdı .

   Mesela boşanmak için eşlerden biri istemiyosa, üç yıl ayrı yaşamanın şart olduğunu ondan öğrenmiştik. Sevgilisi vardı boşanamadığından evlenemiyorlar, yerleşik düzene geçemiyorlardı. Tam üç yıl doluyo, mahkemeye gidecekler. Eş arıyo bunu "tamam kabul ettim, onca yılın hatırına çoluk çocuk bir yemek yiyelim, arkadaşça bitsin bu iş" diyo. Yemekte  bir arkadaşları uğruyor az laflayıp gidiyo, kapıcı bir bahaneyle uğruyor. Ertesi gün mahkemede ikisi de şahitlik etmiş evine gidip geliyo diye. Boşanamadı sevgili de terk etti bunu. Şimdi değişmiş o kanunlar hep :)

   Kulak doktorum çok bilgili bir adamdı, akıntısı durdurulamayan kulaklarımı islah etmişti.  Almanya'ya gönderecekti beni ameliyata, biz para biriktirirken şak diye kalpten öldü. Taziye de karısının feryatları kanımı dondurmuştu. " Sedatttt Sedattt beni bırakıp nerelere gittin Sedattt (sevgi sözcüğümü bekliyonuz ben de bekledim de, yok anam yoook ) ben banka bilmem, hisse senedi bilmem, market bilmem, Sedattt beni bırakıp nerelere gittinnn." Feryatların güftesi aynen bu :(

   Laynnn adamı evi temizleyen kadın kadar sevmiş diye delirmiştim. Maşallah iki ayda zıpkın gibi borsacı oldu hatun. Sizi öyle mi seviyo diye, arada kontrol edin etrafınızdakileri :)

    Psikiatrist'te ilk tedavimi oluyom, kadın bir soğuk bir mesafeli, içimi dondurdu, lan  kafa ayarımı yapacağına bozuyor. Arkalı önlü de valiumluk bir gençle denk geliyoz randevuda hep. Haftalarca yıkanmayan, saç taramayan,  zorrrlaaa yürüyen, gencecik bir delikanlı. Üzülüyorum o da bozuyo beni iyice. 

   Doktora dedim "çok mesafeliyiz iyi gelmiyor bana" hep de soruyu sana yöneltirlerr heee (tek numaraları da bu ) "sence nasıl olmalı ?" Yahu öpüşelim, sarılalım, demiyorum da . Benden önceki delikanlı öpse bak sorun olur yakınlaşmanız" dedim. İlk seferde çok ağlamıştım,(bu yabancıya neden anlatmak zorundayım kendimi diye). Bi bardak su istedim "git tuvaletten iç, içiliyo" demişti. Daha o gün bırakmalıydım onu ben . Bıraktım sonra, doktoru da ilaçları da. Şimdi Prof. olmuş, kimleri daha çok hasta etmiştir kim bilir :(

   En yakın dostumun, yavaş yavaş müthiş bir nörolog olmasını izlemenin zevkini yaşadım. Upuzun yıllar süren eğitimleri, hiç bitmeyen yenilikleri takip etmeleri , yıpranmaları çok deli bir süreç.Doktorluğu sevmeden yapanlar, kendine de biz hastalarına da yazık ediyorlar. Oysa  keyifle doktorluk yapanlar, Tanrının elidirler benim için .

  Hayatımda olmalarından keyif aldığım Doktor dostlarım sizi seviyorum. Her gün sistem tarafından, şiddete maruz kalıp, 14 mart da, bir gün öpülmeyi red ettiğinizi biliyorum . Ben sizi 365 gün öpüyorum uleynnn iyi ki varsınız ...
      

Hiç yorum yok: