12 Ağustos 2013 Pazartesi

Benim Kadınlarım

   17 yaşıma kadar sokakta da oynadım erkek oyunları daha çok cezbederdi beni. Çelik çomak, toka, cambalik, futbol (kaleciydim hızlı koşamadığımdan), yakar top, dokuz taş, ip atlama, uçurtma ilk anda aklıma gelenler. Sokak atraksiyonlu oyunları sevdim evde bebeklerle oynamak yerine. Yaşlılığım da bisiklet sayesin de yeniden sokaklarda olmaya, sanırım en çok bundan bayılıyorum. 

   Üç ağbim vardı, tek kızdım. Erkek lisesinin Endüstri meslek olup, 2.ci mezunlarındanım 600 erkeğe 60 kızdık. İzcilik yaptım Lise yıllarım da, erkeklerin için de, üç kızdık ama kamplara giden tek bendim.

   Fabrikada çalışmaya başladığım da 100 erkek tek bayan, daha sonra 1100 erkek 10 bayan olmuştuk. Yani ömrüm biraz da tesadüflerle, erkeklerin içinde geçti, onların düz mantığında daha rahat etmişimdir, iki iki daha dörttür onlar için. Oysa biz kadınlar  bundan binlerce kombinasyon yaratırız uysa da uymasa da :)

   96 senesin de işimden ayrılmak zorunda kaldım. 35 yaşım da Manisa'nın dar sosyalitesinde erkeklerden uzağa düştüm. Eve kapandığım o yıllarda o ilk kez yavaş yavaş kadınları keşfettim. Hayatıma neşeli, üretken, hayatı sorgulayan kadınlar sızmaya başladı. Çok şaşırtıcı renklerde kadınlar tanıdım.

   Gariptir bu yıla kadar, yavşayan, sadece kadın olduğun için sokulan, bedeninden başka bir şeyinle ilgilenmeyen, bir beynin ve için de hayli zekan olabileceğine inanmayan, erkek dünyasıyla da tanışmamıştım. Çalışmayan kadına sokak ve erkekler yasaklanıyor, ortak eylem (iş, okul) yoksa erkekler seni böyle algılıyorlarmış, o zaman şaşkınlıkla fark etmiştim. Bu da beni eve kapatıp, kadınlara yaklaştırmıştı.   

   Bir kahvaltı grubu kurmuştuk küçük kızımın sınıfındakilerin annelerinden oluşan her çarşamba sabahı  toplanırdık en çok o grupta yakınlaştım kadınlara. (Yahu şimdi benim veletlerim buna "nasıllll grupta yakınlaşmaaa" derler :)

   Bana aşk derecesinde düşkün olan kadınlarım oldu, "bu ne hal lan, cenaze gibi suratla gelmeyin yanıma" dediğim de süslendiler püslendiler. "Ne lan bu renksiz giyim, içimi kurutmayın renklenin ölmedik daha" dediğim de rengarenk oldular. Takın takıştırın kadınlık güzel şey dediğim de takılar dolandı her yanlarına. 

   Benim sevdiğim yemekler yapılıp çağırıldım. Bana özel şaraplar taşıdılar. Ve tüm bunlar olurken saatlerce konuştuk, Ruşen'le yazlıkların da bir gece sabaha kadar , tahminim net 8 saat konuşmuşuzdur. Sonrasın da bisiklet üzerin de de çok kez 8 saatler konuştuk velet kadınlarımla.

   Hala şaşırdığım kadınlar geliyor hayatıma, derin laflamadığım için çözemediğim ruhlarını henüz anlayamadığım, beni birden çok ama çok seven, üzerime çok düşen, benimle herşeyi yapmaya hazır kadınlar. Ve beni ilk kez korkutuyorlar, sürekli kaçmaya çalışmak zorunda bıraktıklarından, hafif saldırganlaşıyorum onlara.

   Aslında bana düşkün kadınların ortak noktası, çok uğraşmadan anlaşılabilir olmanın keyfine varıyorlar. Uzun yıllar evli kalan ve bu toplum da kadın olmak demek "onları anlamak zorr yavvv" a maruz kalıyoruz. Erkeklerin maçları, kahveleri, meyhaneleri var sosyalleştikleri toplu ortamlar. Oysa biz kadınlar, çok yalnız, çok kimsesiziz. O yüzdendir bisiklet gruplarında, kadınların çok daha mutlu olmaları.

   Hayatımın en sevilen kadınları annem ve kızlarımdır. Arkalarındaki minik ordum, kendilerini bilirler, sevdiğim kadınlarım sizinle eğleneceğim, sabahlara kadar sohbetler edeceğim, yiyip içeceğimiz günlerimiz gecelerimiz olacak daha çokkk , (laynn sevişmiyoz olm, cık cık erkek düz mantığı aklınıza ne geldiğini biliyom :) 

   Hayatımdaki kadınlarım, velet ruhlularım SİZİ SEVİYORUM iyi ki karşılaşmışız, dünya denen bu karmaşa da bir birimizle derinleşme şansı bulmuşuz, daha derinlere inelim ruhlarımız da sevgiyle ...   

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Guzel yazi eline saglik..
Oldukca keskin ve cdsaretli bir tarzin anlatimin var ki hem hayret ediyorum hem takdir..
Sen ay parcasi gibi temiz yüreğini böyle acarsan etrafindaki yildizlarin cok olur ne guzel ki boyle arkadaslarin var.
yolun mutluluk icinde acık olsun istedigin arkadaslarin da yaninda ..sevgiyle kal zeynep nuray oymak

Semra Çetindağ dedi ki...

Tşkler Zeynep Nuray, konuştuğum gibi yazıyorum işte, hepimizin sevdiği insanlar yanımızda olsun :)