17 Şubat 2013 Pazar

Anneliğin Dayanılır Ağırlığı

  Küçük kızımız geçen yıl öss'den alabileceği puanı, sınav sırasında girdiği stresten alamayınca. Çok kararlı bir duruşla tekrar gireceğim dedi. Bir çok iyi üniversiteye girebilecekken, " yüreğimin götürebileceği yer " için çabalıyacağım dedi.Bir sürü eş dostla biz de, " bu boktan sistem için bir daha yıpranma, gir işte bir okula" dedik.

   Direndi, üzüldü, içi acıdı çok zaman. Aynı gücü kendinde bulamayan başarılı arkadaşları attı kendini bir yerlere, o red etti kendi yolunu çizdi, takdir ediyorum çok.Geçen yıl çok sert geçtiği için. Ben yokum bu yıl senin için o kadar kendimden vaz geçmeyeceğim demiştim. O da bende seni sıkmayacağım demişti.

   Hafta içi beş gün dersane de, sabah gidiyor çok kez akşamlara kadar ders çalışıyorlar. Grupları çok uyumlu, zevkle, gerilmeden çalışıyorlar. Bana da yansıyor bu, geçen yıldan daha huzurluyuz.

   Kendimden vaz geçmemek de ne lan, sanki her gece dışarı çıkan, acaip aksiyonlu hayatı olan bir insanımda diye, gülüyorum bazen kendime.

   Yapamıyorum onu bırakıp evde, dışarı çıkamıyorum. Haftanın üç günüde evde testler çözülüyor.Kahvaltıyı beraber yapıyoruz, sonra o bir posta kapanıyor odasına. Ara verip geliyor, terapi gibi Türk kahvemizi muhabbetle içiyoruz. Bir daha kapanıyor akşam üzeri , patlamış mısır, pudingli kek, az tv az internet. 

   Uzun bir akşam yemeği yiyoruz orada babaya devrediyorum, ben yemekte sessiz oluyorum çok zaman, dinlenir gibi. Hop bir daha odasına kapanıyor, sonra uyuyor. Şimdiiii bu kuzumun sevgilisi yok, fıtır fıttır gezmesi yok, eller havaya yaşamı yok, ders çalış diye baskı yapmıyoruz. Tüm sorumluklarını üstlenmiş, hayatına asılan üzgün yorgun çocuğumu bırakıp, kendi keyfimi yaşamaya gidemiyorum. Gidemeeemmm. 

   Gitsem gittiğim yerde mutlu olamam, seneye istesem de olmayacak, uçacak yuvadan.Kendime göre içim, ancak böyle huzurlu oluyor. Hani büyük kızım gelse ya, yaşasak ya böle ambianslar. At gibi koşuyo kendi hayatında.Yüzüne hasretim, bu da uçacak kendi hayatına, yaşa işte sona ne yaşayacaksan. Bi çok dostum anlayamıyor benim bu, onlara göre aşırı sorumluluk duygumu.Her insan kendi ruhuna göre dizayn ettiği hayatı yaşıyor, tam anlamak zordur. 

   Ben doğuştan anaç ruhluyum, kendim çocukken bile eteğimde, hep mahallenin veletleri olurdu.Bisikletin tepesinde bile, genç veletlerime  anaçım, bar bar bağırırım "kaskın nerdeee, o ananın ne emekle büyüttüğü kafayı koruyacaksınız " diye . 
  
  Geçen de rüyasında öldüğümü görmüş kızım, ağlayarak uyanmış, çok etkilendim, üzüldüm diye anlattı.Ben annemi kaybettikten sonra yaşamıştım, böyle rüyadan ağlayarak uyanmayı. Çok şaşırdım ve üzüldüm çok erken yaşıyor kayıp duygusunu.  Şu anda tüm gün duygusal ihtiyacı olan her şey tek bende. Biz öyle kalabalık sülaleli insanlar değiliz, kimsemiz yok. 

   O yüzden komple animasyon olmaya uğraşıyom, bu gün önce radyoyu açtım uyansın diye, ayılsın diye de açtım " Ankara'nın bağları büklüm büklüm yolları " diye şakkada şakkada oynuyorum. Deliriyor nereden buluyorsun, sabah sabah bu neşeyi diyor. Videoya çekti galiba, valla kıçı çıkık eşofmanla nete koymasa bari beni ayol .

  Lan evde hiç kimse neşeli uyanmıyor öldürdüler benim de içimi heee, evlada animasyon ayağına, kendimi de test ediyom. Anaaa ölmemiş sanki leeeeyn hoppa " ne zaman sarhoş oldum da kaldıramıyom kollarıııı" :))

   Haftanın beş sabahı boşum, iki gün spora gitmeye çalışıyom, bazen bir arkadaşla kahvaltı yapıyom. O kadar da vaz geçmiş değilim, havalar da güzelleştikçe, daha çok çıkarım sabahları sokağa. Benim için insanı olan sokakta hayat var...

   

7 yorum:

Banu Bingör dedi ki...

Annelik inanılmaz saçma ve tahmin edilemeyecek kadar güzel bir uğraşmış. Yeni yaşamaya başladığım için her seferinde hayret ediyorum tüm saçmalık ve güzelliklerine :)

İyi ediyorsun. İçimiz nasıl huzurlu olacaksa öyle yaşamaktan ötesi yok.

Aşçı Fok dedi ki...

Sultanım ağlattın beni. Bu satırları okuyup da seni anlamayan olamaz! Ve daha pek çok şey... Ayaklı kelime terapisi gibisin.
Canım ya...

Semra Çetindağ dedi ki...

Banuşka ve Aşçı Fokum tarafınızdan, bu kadar da doğru anlaşılmaktan, benim gözlerim doldu, tşkler ruhunuzun duygulu yanına, varlığınıza, dizelerinize ettim de ettim tşk. :)

Unknown dedi ki...

hem gözlerimi dolduran hem de sonunda küçük bir kahkaha attıran semra ablam benim :) bu kadar mı çok ortak yaşadığımız yaşanmışlarımız ve duygularımız olabilir. ben sende kendimden okadar çok şey buluyorum kii :)

Semra Çetindağ dedi ki...

Yağmurcum hepimizde birbirimizden parçalar var, yaşanmışlıklarımızın sonunda biriktirdiğimiz duygularsa, içimizde hala ustalaşmaya kafa yorduğumuz BENimizin eseri...

Papatya Papadopoulos dedi ki...

Annelik nasil birsey bunu ancak anne olan anlayabilir...

Sen cok fedakar bir annesin, o yuzden cocuklarini birakip gidip eglenmek icine sinmiyor. Senin dusunceliginden...

Semra Çetindağ dedi ki...

Papatyam anaçlık bir ruh yapısı sanırım,arkadaşlarının çocuklarına, hayvanına da anne olabilen dostlarım var, büyük de bir fedakarlık değil, bir süre erteledik sürtmeyi, değer buna ...