22 Mart 2013 Cuma

Beni Size Yapılanlarla Kimseye Düşman Etmeyin

   Uzun yıllar sona, oku çalış dönemi bitince, eve kapandığım yıllar da, kadınları daha yakından tanımaya, çaba harcadığım bir dönem oldu . Yoksa ben düz mantık erkeklerle, daha rahat etmişimdir. 
Çocukluğum, sokakta tüm erkek oyunlarıyla geçti, çelik çomak, yakar top, 9 kiremit, toka, cambalik, futbol (kaleci olurdum), bisiklet (benim olmadı hiç verirlerse binerdim) . Çok az kız oyunu oynadım, evcilikler içimi bayardı benim hep.Şimdi nasıl 29 yıllık evliyim şaşırıyorum hala :) 

   Erkek Sanat'ın, Endüstri Meslek olduğu ikinci mezunlarındanım,okulda  600 erkek 60 kız, doğal olarak erkeklerle her türlü maskaralıkta vardım. İş yeri ilk girişim de 100 erkek tek ben, sona 1000 erkek, 10 kadın olmuştuk. Hep erkeklerle yaşamışım neredeyse uzun bir süre.

   İşten ayrılıp eve kapanınca, başladı apartman ve mahalle kadınları gelip gitmeye. Lan bi toplanıyolar öğlen gibi geliyolar, yiyolar içiyolar, çocukları yiyo, uyuyo, uyanıyo, sıçıyo, işiyo, ağlıyo akşama kadar oturuyolar. Kocalarını bir anlatıyolar arkadaş, anında adama düşman oluyom, sokakta görsem suratına tükürecek moda geliyom. Anaaa bi bakıyom daha akşam yemeğinden sona, girmiş kocasının koluna şen şakrak bi yerlere gidiyolar. Hayatlarındaki onlara kötü davranan herkesi anlatıyorlar, ama ilişkileri hiç kesintisiz sürüyo.

   Uzun süre anlamaya çalıştım bunların patolojilerini. Sonra baktım ki sadece kadınlar da değil, az da olsa erkekler de de var bu ruh zayıflıkları. Teşhisi koydum, uzun sürede bunlara napılacağını düşündüm. O kadınlarla o toplaşma işini anında bitirdim, bi de söledim yüzlerine "lan bi geliyonuz akşam sizi zor kovalıyorum, gidin gare kocalarınız gelecek" diye , içimden geçen her duyguyu, sorarlarsa sahibine de iletirim.

   "Laynn durduk yere kocalarınıza düşman ediyosunuz beni adamı tanımam etmem, anlatmayın bana bundan sona", diye o açıkları da tıkadım.Yürüyün gidin dedim. Sonra ruhu zayıfları tanıdım, (erkek, kadın) onlara hala acaip şaşırma dönemindeyim.

   Şimdi bunlar da kendilerini duygusal olarak  inciten arkadaşlarını anlatıyolar. Ama harbiden iyi anlatıyolar dakkada beni üzüntülerine yakın koruma atıyolar. Onlar adına üzülüyorum, kızıyorum, bu naif duygusal insanları inciten ruhlara, öfkelenip hayatımdan uzağa fırlatıyorum. Durduk yerde, duygusal kaoslara sürüklüyolar beni.

   Uzun uzun konuşuyorum incinenlerle, "sana böyle davranmasına izin verme, yüzüne söyle, bunu hakedecek napıyorum diye sor ? " diyorum. Yanıt da şöle oluyo genelde, "ben söyleyemem, söylerken elim ayağım titrer, bana da sormasın, o gerginliğe gelemem, sölesem nolacak, benim dememle düzelecek mi ?". Haydaa bi de buna üzülüyorum. Durduk yerde, incitenlere olumsuz duygular üretiyorum. 

    Anaaa,  sona bir duyuyorum ki, bunların muhabbetleri tam gaz sürüyo. Beraber bir sürü atraksiyonlar yapılıyor, çok zaman da bana söylenmiyo, hatta "sen onu sevmezsin, ben senle yalnız görüşürüm" olunuyo.

   Tıpkı akşam yemeğinden sona, kocasının koluna girip giden kadınlara baktığım gibi,  kocaman bir şaşkınlıkla kala  kalıyorum.

   Bu ruh hallerinden öğrendiğim şu oldu. Bunlar asla değişmezler, hatta mutlular bu ruh hallerinden, farkında bile değiller sana olandan. Sen söylediğinde seni kafayı yemekle suçlayan gözlerle bakıyorlar bi de haaa.  
   Alayına bi s....rrr olun, hayatımdan dedim. O ev kadınlarına koyduğum bariyerleri, bunlara da kodum. İyi ol mesut ol benden uzakta ol. Mutlu mesut, birbirinizin arkasından konuşup durun,  sizi bir yere taşımayan, bir şey katmayan, adına dostluk dediğiniz, ortamınızı paylaşınız.

    Valla tek kelime olumsuz yargım varsa, bisikletimden düşeyim, ben sizi severim. Bu olumsuzluklarınız dışında iyi insanlarsınız, ama bu ruh halleriniz bana iyi gelmiyor. Durduk yere düşmanlar ediniyom, hem de bana bişi yapmayan insanlara karşı, sayenizdeeee. 

   Şimdiii eğer bu yazıyı okuyorsan, bunları kulağına küpe yap , kendini tanırsın sen, bu kadını seviyosan eğer onu da azcık  tanıyosundur , Tersi pistir, sağlam telli, delikli zımba koleksiyonu sahibidir de ve, bana düşmanlar edindirme, ağzına sıçanları haklayamıyosan, bana anlatma .  Bir deee o insan hayatının,  sır olabilecek olumsuzluklarını, sana dostusun diye anlatmıştır "banaaaaa anlatmaaaaa, sırdaşşşş ol delikanlı ol  laynnnn" 

   Bu tip erkek ve kadınların, dolduruşuna gelenlerin evlilikleri de , kaynana gelin görümce senin ailen benim ailem kaosunda, cehenneme dönüyordur heee. Bu da aklıma şimdik geldi, vayyy beee dayanılmaz çile, düşmanıma dilemem.

   Sadece bana değil, kimseye yapmayın bunu, bu duygularınızı yenmeyi başardığınız an, kendi ruhunuzda bi kaç level atlamış olursunuz. İç dünyanız huzura yürür, daha keyifli, neşeli, GÜVENİLİR, insanlara dönüşürsünüz.

   Konuşacak çok konu var, sinema, edebiyat, spor,hele hele kendi ruhunuz umman, anlat dur sabahlara kadar, mest olur dinlerim. Anlaştık mııı ? Hadi gel bakam, bi makas alam, yine de bana fazla sokulmayın bu aralar. Hadi annem kendine kötü davrananlara  izin verme ...   

3 yorum:

Şerif Çetindağ dedi ki...

O değil de siz kadınlar, migros'da alışveriş ederken sohbet başlatıp 3. cümlede kocalarınızı çekiştirebiliyorsunuz ya, siz ölmezsiniz arkadaş, hepimizi gömer üstüne bir 20 sene daha yaşarsınız.

Semra Çetindağ dedi ki...

Doğru ayol onlar da var demi, gömerizzz üzülmeyin en 2o diyoruz :)))

Adsız dedi ki...

Kavgaları fantezileri olmuş insanlar:) kırılanları toplamak sana düşmüş bi süre.. Eğilme bi daha yere hehe...ismi.