7 Mayıs 2013 Salı

Teselli Etmek

   Teselli etmenin ustası olmak, kendi acın da tatilsiz çalışan çırak olmaktan geçer. Kendi acılarını gömen, acısından kaçan, acısını başkalarına yıkan insan, kimseyi teselli edemez.
   Onların bir de tesellisi vardır ki evlerden ırak, bir grup köşe başı ergeninin "ne bakıyon koç" nidasından sona, sebepsiz sağlam dayak yemek gibidir (onlar bu duyguyu da bilmez).

   Önce sert bir sesle azarlar gibi nasihatleri sıralar, sona seni suçlar, sen de şöle yapmadın, böle yapmalısın diye kafa göz dalar. Lannn noluyooo diye aptallaşır anında susarsın. O ise seni teselli ettim, başardım sanıp, zafer turu olarak, son sert nasihatleriyle, senin kalan son naif yerlerini de tekmeler.

   Ben hala zaman zaman, yeni tanıştıklarımdan birine, sağlam lan bu diye test edip, azcık teselli isteyen bir şeyimi anlatırım. Arkadaş rakip takımın türübünün de  takımıma slogan atmışım gibi bir saldırıya uğrarım. O sağlam beni, sağlam hırpalar şaşkın kalakalırım. Hala beni şaşırta biliyolar valla teselli de sınır tanımayanlar.

  Beni hayatım boyunca şöyle şefkati bol tarafından kimse teselli edemedi, sanırım bu biraz da babasız büyümem den kaynaklı, bağra basılıp sevilmemem ile oluşmuş uçurumla alakalıdır. Çözmeye uğraştığım yerlerimden biridir o mecra da. 

   Annem üç problemli oğlunu teselli ederken (başka kimsemiz olmadığından mecburiyetten) ustalaşmıştı. Ama sıra bana geldiğin de yorgun olurdu, bıkmıştı hayatından öfkeliydi, teselli edecek hali kalmamış olur du,  (şimdiler de onu daha iyi anlıyorum). Bana bağırır dı "her şeyi dert ediyosun, ota boka ağlıyosun alış abilerinin huylarına" derdi.
   Laynn küçücük kızım, bi öp sev bağrına bas, benim ruhumu koru demi. Bak şu anda anladım orası da arızalımış laaan benim. Hay anasını satiim 61 model araba gibi oldum yav ,oramı tamir ediyom, başka bi yerimden arızam çıkıyo.

  Hayat beni annem kadar hırpalamadığından, stajı da annem de gördüğümden, kendimdeki uçurumlara düşe çıka, teselli etmenin konsomatrisi olduğumu zannediyorum. Söyleyenlerin yalancısıyım "bana çok iyi geliyorsun" derler.

  Ama geçen yıl eğitim sisteminin hırpaladığı küçük kızımı teselli edemediğim zaman duvara tosladım. Teselli edilemez bir acı çekti, elimden geleni yaptım ama ne kadar başarılı oldum acaba? İki yıldır tüm enerjimi ona harcıyorum kimseleri teselli edecek gücüm kalmamış haldeyim.

   Büyük kızımız bu günler de, hayatının kırılmış fay hattında yaşadığı orta ölçekli sarsıntılarla çatlak patlak ruhun da sağlam fırtınalar yaşıyor. Küçüğü bırakıp gidemiyorum, o da gelmiyor. İki gündür kimsenin görmediği anlar da, (şov yaparak ağlamam beni görün diye akmaz benim göz yaşlarım hiç sessiz akar), zırıl zırıl ağlıyorum onun için de bulunduğu ruh hali içimi dağlıyor (bak yine gözlerim doldu).

  Çocuklarımızı koruyamayacağımız acılar yaşayacaklar, kendi hayatların da her şey olacak, acı da neşe de aşk da. Ama ACIYA İZLEYİCİ OLMAK en içimi yakan seyrediştir. Fiziksel acılar için de gitti annem, onu izlerken çaresizliğimden oynayan taşlarım, beş yıl oturtulamadı yerine, ne kadar oturduğu da meçhul. Ona yakın bir izleyiciyim şu anda da içim dışım acıyor kızımla beraber, uzak olmak da ayrı hüzünlüyor.

   Beni geçecek falan diye teselli etmeyin sakın, sessiz kalın daha iyi, geçecek zaman gerekli sadece bunu ben biliyorum, kızım da staj da işte, o da öğreniyor. 

  Sizin her ustalaştım dediğiniz yer de, acı başka piç ruhla, karşınıza çıkacak, yaşadığımız sürece bitmeyecek bu çatışma,  sizi yenerse yaşamınızın tadını söker alır elinizden. Sakın yenilmeyelim keyif, aşk, yeni insanlar, yeni yaşamlar var bizi bekleyen, pes etmeyelim hep beraber devam...

  Not: Bu yazının fonuna Oran babadan "bir teselli ver" yakışır demeyin sakın hırpalarım. Derin şeyler anlattım laaan, anlatamadım  belki de ...

7 yorum:

Semra Çetindağ dedi ki...

Mehtap Kargın Semra çığım bam telime bastın:(
Ben de sözde iyi tesellici bilinirim..en azından iyi dinleyici.
Gel gör ki hayatımda en önemli yere sahip dostlarımdan biri çok zor zamanlar yaşarken ben onun yanında, yakınında olabilmeyi beceremedim..teselliyi bırak onun gözünde dostluğum bile sorgulanır hale geldim!!!Bunu değiştirebilecek ne yapabilirimin cevabını bir türlü bulamadığım için durum giderek daha da zorlaşıyor..öyle ki benim bu halimi teselli ediyor başka bilen bazı dostlarım.,bu teselliler de bana etki edemiyor:((((
Sözün kısası teselli etmeyi beceremeyip kendim teselliye muhtaç hale geldim!!!

Semra Çetindağ dedi ki...

O dostunla yaşanmışlığın derinse direk al karşına kendini anlat nasıl beceremediğini nasıl onun acısında çaresiz kalıp yanına sokulamadığını, yanında olmamanın (nedenini kendin bulacaksın önce) nedenlerini gerçek duygularını usul usul anlatacaksın. Anlattıkların kendi ruhundan kopan duyguların kelimelere dökülmüş hali olmalı amacın affedilmeyi ummak değil kendi ruhunda baş edemediğin sorunu anlatmak olmalı. Senin için değerli ise o dost vaz geçme, sık sık uğra, konuş, bazen de konuşmadan otur yanında ve "seni seviyorum" de. Teselli etmek dinleyici olmak değildir, herkes dinler, önemli olan dokunarak sevgi ve şevkat barındıran kelimeleri bulabilmek. Kendi ruhuna, içindeki çocuğa bunu yapamak gerek en başta, Umarım düzelte bilirsin Mehtapcım...

Evrim dedi ki...

'yazı çözüm..kaleme akar iki gözüm' demiş Sıla..

Semra Çetindağ dedi ki...

Evrim iki gözün en güzeli sesle insana akan diye düşünüyorum bazen :(

Adsız dedi ki...

Öğrenciyken ev arkadaşım bir psikiyatrist öğrencisiydi..bana mükemmel iyinin düşmanıdır derdi.. Tanrım bana yapabileceklerim için güç ver diye dua et derdi.. Herşeye yetişmek tanrıyı oynamak derdi.. Lan kız ölmüş gibi konuştum:) halbuki amerika da da g..tünü gezdirio valla..Teselli edemeyeceğimiz ve asla teselli olamayacağımız durumlar için çoook yukardan bakıp "hayat mükemmel değil bi defa bu da gelir bu da geçer Zülfü siyahım " ı mırıldanmayı öğrendim zamanla.. Yanımda olup sadece elimi tutanlar bin yaşasın..ismi.

Semra Çetindağ dedi ki...

İsmi seninle yeniden okudum ben de yazımı, senin kuzuların yanında henüz, sonra çok sonra yeniden anımsa bu yazımı burada kızlarımı teselli etmek ön planda arkada ben varım :)

Adsız dedi ki...

Bu sene kızım elif üniversiteye hazırlanıyor..sabah 7 de evden çıkıp akşam 9 da eve girip 12 de yatıyor.. Hafta sonu fazladan 2 saat uyuyabiliyor. Bu tempoda 4 kiloya yakın verdik ikimizde.. Baktıkça içim sızlıyor uykum varsa bile o uyumadan uyuyamıyorum.. Senin yaşadıklarının benzeri işte..yanımda beni destekleyecek bir Allah'ın kulu yokken tek başıma birde ergen oğlumla ilgileniyorum.. Sevgili Semra onları teselli etmek ön planda elbette ama hayat da kısa yaw kuşlar uçuyor:))