1 Eylül 2013 Pazar

İki Saatlik Yol Hepi Topu

   Küçük kızımı da yuvadan okuluna uçuruyorum ya artık fink fink gezme zamanlarım başlıyor diyordum. İlk seyahatimi lise kankam "yazlık aldım Kuşadası'nda  gel len" dedi (çok yalvardı he yoksa gitmezdim valla). Giderim hem de otobüsle gideyim klimalı mis gibi sağa sola bakınırım dediydim.

   Facede sordum benim veletlerime nassı gidicem diye, hepsi yığınla yorum yaptılar yollar gösterdiler. Sezin ve Cansu sizi dinlemeliymişim. Üst sokaktan Pamukun servisine binip garaj Kuşadası otobüs hop orada olacaktım. 

   Ben naaptım veledim Ozan'ın "bin izbana in semt garajına bin otobüsüne zamandan çok kazanırsın" demesine yaptım tercihimi :) Upuzun yıllar var otobüsle ve yalnız ben bi yere gitmeyeli. Heyecanla sırt çantamı hazırladım, yeşil paletlerimi de taktım çantanın bir yerlerine, bindim izbanımaaa maceraaa başlıyor.

    Karşım da diş telli kıza dayanamadım bulaştım şakkada şakkada sakız çiğniyo "tellerle sakız yasak değil mi ? " dedim. "Ohoo her şey yasak ben hepsini yapıyorum" dedi "hiç kırılmadı mı ? " dedim "bi kere erik yerken sadece" dedi. Oha erik bile yemiş yav. Sona karşımdan yanıma geçti, omuzun da dövme var yarısında "HAYAT KISA" yazıyor diğer yarısı  askılı tişörtün altın da kalıyor " ben merak ederim bunu dedim bak bak dedi "KUŞLAR UÇUYOR" ve altında okunmayan ne dedim Nazım Hikmet'in imzasıymış. 

   Seyahatin mesajı oldu "hayat kısa kuşlar uçuyor". Alsancağa girip çıkıyomuş izban ellehhh ölümcül yavaşlıkla yarım saat oradan kaybettim. İndim semt garajı durağına dolmuşlara yürüdüm. Kuşadası'na nereden binicem dedim "buradan kalkmaz" dedi dolmuş şöförü gencecik delikanlı. Nerden kalkar dedim "garaja gidiceksiniz" fenalaştım anında. Bilmeyenlere açıklama, bu İzmir'in öbür ucuna karadan otobüsle o sıcakta trafikte gitmek en az 2 saat anlamına gelir.

   Allahhh napcam şimdi ben dedim. Kıyamadı delikanlı, sağa sola tlflar etti, başka şöförler de geldi mini toplantı yaptılar, bi kaç tlf da onlar etti kararı açıkladılar " Gaziemir Pamuk firmasına bırakıcaz oradan servisle gideceksiniz" bindim. Bi de bozuğum yok para da almadı, bıraktı beni "abla karşıya geç bak orada " da dedi. Dualar ettim delikanlıya, acıdı ayol halime insanlar, dehşet içindeyim tabi ondandır.

   Aldım Pamuktan biletimi bi yarım saat servis bekledim, geldi bindim Ozan'ı aradım ulaşılmadı, açsaydı sülalesini sıraya dizip "aha bu oğlunuz yüzünden ben buralarda perişanım " diye zarif şikayetlerimi edicektim :)

  Servis şöförü de gençten biri, beş dakka da öğrendim halini ahvalini, midesinin yarısını almışlar normalde yüksek okul dan teknikermiş, ağır işte çalışamadığı için şöförlük yapıyor. Trafik az çalışan klima sıcak dehşet gerilim yaratıyo " aman oğlum bak gerilmeyelim bi sürü sağlıklı hücremiz ölüyo" dedim. Arkadaki bastonlu harbi ruhu da nine onun çemkirir konuşmalarıyla kahkalarla başladık Buca da sokak gezen parti arabası gibi dolaşmaya.

   Hiç yolcu olmayan duraklara zorla girip çıkıyoz "yav bi tlf etseler de yolcu yoksa girmesek ya" diye, şirket içi eğitim tezi yazmaya başladım ben. Çok zaman kaybettik, iki saat dolandık Buca Şirinyer Buca şeytan üçgeninde.

   16 arabasına yetişmek için basmaya başladı, müdürlerimiş onu da aldık bi yerden, gidiyoz hızla, şakkadak kaza yaptı. Anında tüm dükkanlardan çete gibi adamlar döküldü "lannn senin kitabını .......m le başlayan cümleyle çarpandan başkası saldırdı bizim şöföre, bir çığlık attım " gir oğlum sen arabaya" trafik çağırın ayol diye bas bas bağırıyom. Arbede çıktı, o arada müdürü de fırçaladım "inip adamınızı korusanıza" diye tırsak zorrrlaa indi gare aşağıya.

   Hemen başka servis bizi aldı, uçurup yetiştirdi garajın girişin de, Kuşadası otobüsünü 15 dakka bekletmişler bi bindik iki grup ağız dalaşı ile kavga ediyorlar " noldu ki ?" dedim yanımdaki sülün kıza sordum. "Geç kaldık beklemeyin" diye bağırdı birileri, ötekiler de "kaza olmuş bağırmayın" dedi kapıştılar, diye özetledi olayı.

   Safiyem dakka başı meraktan arıyor "valla gelcem de ne zaman bilmiyom merak etme beni" dedim. Neyse tam beş saat sona vardım. 

   Akşama Ozan aramama döndü, savunması da şu " ben internetten baktım öyle diyodu" laynnn ben de bakardım, niye facee yazıyorum tecrübelerinizle yönlendirin beni diye. Üç yıldır oralardan geçmiyormuş otobandan gidip geliyormuş tüm otobüsler. Sen hala yenilenmeyen internet sayfalarına mı inanıyon diye bastım kalayı. Ağır sabıka yazdım kendisine "zor inanırım" damgalısından :)


   Hepi topu iki saatlik yolu tam beş saatte gittim. Maceraya gidemesem de macera bana geliyor, siz bir de benim yurt dışına tura falan gittiğimi düşünün başıma neler gelir kimbilir. Huzur evine ne taraftan gidiliyo gidem yatam bari vaktinnen. 
   Diş telli kızımızdan armağan kaldı tatilin özlü sözü oldu, kankamın torunu yakışıklı Bulut'um la "HAYAT KISA KUŞLAR UÇUYO" dedik durduk birbirimize. Size de diyorum,  "kısa hem çok kısa uçuyo herşey" :) 

   Bu yazıyı yazdıktan sonra sevgili veletim Burcu Cebeci'im buldu bunu, hemen ekledim. İzbandaki kızın omuzundakinden çok daha güzel ve anlamlı :)


1 yorum:

Adsız dedi ki...

Çooook begendim alıp başucuma koydum.. Fotoyuda çaldım.,.ismi.