11 Aralık 2013 Çarşamba

Emar Çekimi Kafa Yapıyormuş

   Kalçamın bir problemine "emar çekilmeli" dedi. İçi geçmiş, hayattan nefret eden, "ne arıyom lan ben burada" duruşlu Ortopedici, boynumdaki ağrıya da "Nörolog görmeli" dedi. Sanki "yorma beni git başkası baksın" der gibi. Oraya da dostlarım aldı sıra numarası, tutup kolumdan da götürdüler bi de sağolsunlar. E ortaokulundan beri tanıdığım dostum Nörolog ya la bakar bana, emar lazımsa hepsini bi kerede çektiririm dedim.

   Sağolsun o kadar yoğunluğunun arasında "yarın 10 da kop gel" dedi. Atladım gittim vapur sessiz olaysız geçti, otobüs, şöför, yolcular standup gibiydi, bi ara anlat derseniz anlatırım canlı olarak el kol beden dili şart ondan :)

   Dostum toplantı da olcaktı, ben onun bölüme girdiğim anda, bi kapıdan çıktı "eşyalarını at benim odaya hemen çekecekler emarını" işim çok seni orada bırakacağım, dedi başladık koşmaya, ben hem koşuyom hem anlatıyom elimi ensesine attım (koşarken hayal edin bu hareketi yaptığımı)  "aha bak burası kasılıp ağrıyor" diyebildim ancak. "Tamam bişi çıkmıcak ama için rahat etmez senin, çekilsin emarın", dedi koşarken.Kılçık gibi spor yapmayan biridir arkadaşım, "nassı kilo almıyo" diyoduk. Kadın her gün koşuyo yahu resmen koşuyo hastanede. 

   "Yahu gerek yoksa neden çekilsin emar" diye tuturmadım ki, alacağım radyasyondan nefret halindeyim zaten, "doktor dedi" bile diyemedim. (O kadar yoğun ki işi kendi aylak emekliğimden çok utandım), koşuyoz, bi sürü kapıdan geçtik, jet hızıyla emara alındım, ona  takılarımı verdim, koşarak hastalarına uçtu gitti. Deli dana vakası varmış (gerçekten yav kendileri de deli dana gibidiler o ayrı) koşuşuyodu tüm bölümü.

   Giydirdiler bir önlük, abi kıçı açık onu bağlıcak biri lazım arkadan üç tane bağcık hemde, donum atletim duruyo bereket. Uğraşamam deyip kadınlar hamamında peştamallı gibi dolandım ortada. Neyse kalça çekimin de inançlıyım ben meditasyon gibi uçtum yaradanımın huzuruna o hızlı bitti, kafa açıkta olduğundan sarsmadı hem. 

   Kafayı soktu bu sefer kıçın açıkta "laynn tavandaki kaplaması dökülmüş aletin" aha kafada gitti yaradandan, "kul işi bu çökermi yav" oldum bi an. Sona yumdum gözümü, bu aralar bizim evde yapılıcak bir toplaşma var Bostanlı iki tekerli kafası güzellerle. Onlara pabuçlarla girin lan, yok yok girmeyin bi küçük kızımız da olucek bazılarınızı yere oturtucem, ben hepinize nassı terlik bulcam, benim veletler çorapla geziyolar, siz biraz daha kokoşsunuz sanki. Ohoo uğraşamam terliklerinizi getirin.

   Derkennn çekimi yapan kız "tamamdır giyinebilirsiniz" dedi. Sedyeden indiğim an da, ilk kez çekimi yapılacağı için dehşet içinde bakan Ege'min bir güzel köylüsü şalvarlı ablanın üzerine uçtum. Aklı iyice uçtu kadının, kucakladı beni, sarmaşmışız ikimiz dans ediyo gibiyiz, zorla toparlandım özür diledim.

   Sona aldım emarı gittim dostumun odasına, kafam bi dünya, dengem bozuk, kulaklarım tıkandı, resmen çok içmiş gibiyim. Tüm gün ve gece de öyleydim. Çaktırmadım da dostuma, kız zaten sürekli oradan oraya koşuyor, arada benden özür diliyor, o kadar da zariftir 34 yıldır tanırım tek argo cümlesi yoktur, anlayın o kadar nazik. Ne zor la bunun bir ödülü olmalı vermek lazım, ömrünce argo konuşmadının ödülü nah yapan bi heykel olmalı (hehe nah koleksiyonu yapan Enes'e sölemeli ) :)

   Kanlarımı da aldılar kolestrollerim kötü çıktı diyet yapmam için önerilerde bulunuyor arkadaş bir tek sabah kahvaltısında ki iki dilim ekmeğimi teke indir dedi. Ya ben otçul beslenmeseydim, azcık spor yapıom o da olmasaydı, ne olacaktı acaba? Hep bunlar Amerika'n oyunları eskiden kolestrol mü vardı lan.

   Emarları başka bi arkadaşına gösterdi odadaki diğer doktor "siz perşembe akşamı bisikletçisisiniz? demi dedi. Ankara pab'danmış, bir akşam burada beraber binmişiz, oradan tanıyomuş beni. Hemen Tansaş'la bisikletli pazarlara davet ettim. Bisiklet alemi şahane yav her yerden iki tekerli biri çıkar oldu. Sonuçlardan bişi çıkmadı, çok şükür tşkler ettik çıktık.

   "Ben biliyodum sonucun B.B.Y (sesli bibiye olarak sölüyolar) çıkıcanı da için rahat etsin" dedim diyerek. İki dakka da, şuramdan bir ağrı başlayıppp nahh şurama kadarr gidiyo diyen altın günü teyzesine bağladı ya la beni teşhisinde. Buna kızdım, bi de akşam Şerif'le tlfonlaşıp kıkırdaştılar he "laynnn ben doktor sevmem hastane sevmem nassıl böle bir muameleye maruz bırakırlar beni :( " de diyemiyom, iyice delimişim gibi bakıyorlar çünkü.

   Bu B.B.Y yi anlattı sona kahkalarımdan hastane çınladı. Aşırı çalışmaktan devreleri yanan bir doktor, bir hastanın raporuna yazmış B.B.Y. diye. Kadın da soruyor nedir bu bişi çıkmadı demek diyolar. Kadın bunları mahkemeye veriyo, benden hastalığım gizleniyor diye. Arkadaşım da elemanını savunmaya gidiyo mahkemeye (o kadar iş arasında mahkemelere de gidiyorlarmış doktorlar hastalar herkes birbirini mahkemeye veriyomuş) açıklaması Bir Bulgu Yok demek diyor dava kapanıyor. Gerçek açılımı ise, doktorlar arasın daki jargonda Bi Bok Yok demekmiş :))

   Neyse işte B.B.Y da kalçam hala neden sızlıyo (ağrı iyiye gidiyo, sızlamaya indi) diye soramam, kesin şak diye beni Psikiatriye yatırır bu dostum, tırstım. Şakşakçısı da evdeki koca he, düşmanı uzakta arama.

   Bir daha ki doktor hastane yazısı buluşmamız, çok uzun yıllar sona olsun sevgili okuyanlarım. Hepimize sağlıklı günler efenim :) 

   

Hiç yorum yok: