10 Aralık 2013 Salı

Sanki Annem Geldi Öte Taraftan

   Arkadaşımdaydım kızı Yaso'mla sohbete dalınca, saati unutmuşum gözleri küçülen görümcesinden anladım saati hemen kalkıştım. Siz gidip yataydınız keşke dediğim de, o da bana "hepimizin gözleri çizgi oldu" dedi. Ahanda lafını koydu kadın yersen .

   Beni geçirme huyu vardır arkadaşımın kıkır kıkır güle güle Bravo pastanesinin köprüden önce, yurt dışına çıkıyo sarmaştık, vedalaştık ayrıldık. Bravo'yu az geçtim yüzüklere bakam dedim vitrine yanaştım. 

   Boğuk yaşlı bir kadın sesi "saat kaç" dedi. Sese zıpladım, o zaman ayıldım, cadde çok tenhalaşmış saat kaç lan? Bu kadın nerden çıktı? Bostanlı insanı profiline uymuyo hiç, yaşlılıktan ayaklarını sürüyerek ağır ağır  yürüyor. Kocaman yün hırka üzerine uzun bir örtüye bürünmüş, altında yün pijama, üstü uzun etek, ev terlikleriyle, evden mi kaçtı, hastaneden firar mı acaba? diye kalakaldım.  

    Hem tırstım arkasından birimi yanaşacak ben saate bakarken diye, hem de tlf içimdeki hırkanın cebinde çıkaramadım. Tekel bayiinden çıkan delikanlıya sordum saati  23.45 dedi. Ona tekrarladım (oha çok oturmuşum lan görümcenin gözünün çizgi olduğu kadar varmış).

    Başladık biz beraber yürümeye hem de konuşmaya. "Oğlum işten dönmedi, balıkçı da çalışıyo, bu kadar geç kalmazdı, kaza geçirmesin, arabalar çarpıp kaçıyor, ana yüreği dayanmıyor işte, ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar" dedi. "Ah çocuklar işte" dedim "36 yaşında çocuk değil artık, ama benim için hala çocuk, hiç düşünmüyo beni, bu kadın merak eder demiyo" diye derdini de yanarken, küçük adımlarla yürüdük beraber. 

   Aynı annem tipin de, aynı annem geç kalan evlada öfke ve şevkat modunda, hem giydiriyor hem seviyor. Hem isyan da, hem seviyor. Hem yorulmuş takipten, hem meraklanıyor. Ben de annemi anlattım, aynı bu şiddette küçük abimi beklerdi. Geç kaldıysa kesin içmiş olay çıkarmıştır diye, onu aramaya çıkardı meyhanelere, kahvelere. O anları anımsayıp öfkelendim teyzenin oğluna da, abime de. 

   "Şimdi ben de anne oldum, kızlarım eve girmeden uyuyamadığım da annemi daha iyi anladım" dedim. Kadın da bundan çok duygulandı, biz kol kola Balıkçı parkının oraya geldik, karşıya geçireyim dedim yanyan gidiyo giderken zaten. Oradan bir 36 lık ama içi çocuk "anneeee" diye koşa koşa geldi. Oğlun mu bu? He dedi teyzem, oğlu "geç kaldım biraz merak etmiştir" dedi. Teyzem sıkıca sarıldı, öptü beni yanaklarımdan, yürüyüp gittiler.

   Sanki annem çıktı geldi öte taraftan, eve dönmeyen abime isyanla, dertleşerek yürüdü benimle. Ve bana kocaman bir şeyi anımsattı gitti.

 EVLAT SOKAKTAN EVE GİRMEYİNCE UYUNMUYORMUŞ, ANNE OLUNCA ANLADIN DEMİ ANNEM dedi sanki. 
Alt üst oldum eve dönene kadar, arkadaş kısacık yolda bile macera değil mi bu şimdi :) 

Hiç yorum yok: