27 Aralık 2012 Perşembe

Bisiklete Nasıl Başladım 2

 Taşındıktan sonra Şerif izinliydi iki hafta güzel geçti, iyice yerleştik sonra o işine, Ege okuluna başladı.Ben yalnız kaldım. Balıkçı barınağı evden üç km yürüyüp orada bir kahve içip eve dönüyordum. Ama o yalnızlık yavaş yavaş ayarlarımı bozdu. 
  Kendimi hayalet hissediyordum, kimse beni tanımıyor, kimse selam vermiyor, konuşmuyor.Bu şehir deki ilk benimle konuşan sohbet eden balıkçı barınağının servis elemanlarıydı hala yerleri özeldir bende.Daha sonra sokağın başındaki küçük cafede, çay kahve içmeye başladım.
 İlk arkadaşlarım onlar oldu emekli sanatçı mühendis Samim bey, fotoğrafçı Coşkun, mekanın sahibi genç Coşkun, arada başkaları katılıyordu sohbetlere.
  Geyikler dönmeye, sanat konuşulmaya başlandı, mutlu oluyordum ama hiç bir kadın oturmuyor masaya baktım adamların karıları bile oturmuyor soğuk selamlar veriliyor hop eve çekildim hoşlanmadım kafalardan.
 Haydi yine bana hüsran bana hasret o hiç sevmediğim Manisa'ya özlem başladı ve bir öfkede. Hiç bir dostum arkadaşım gelip gitmez oldu bir kere geldiler. Uzak geldi hepsine şuncacık yol. Bir tek Gülay gelir gider hala. Yıllarca gitmedim Manisa'ya hala gidesim yok, bunca yıl derin dostum dediklerim, meğer makara kakara dostuymuş.
  Şerif Manisa'dan arabaya bisikletini atar gelir derneğin turlarına katılırdı. Daha o zaman şikayet ederdi, kimse konuşmuyor, selam vermiyor, farkımda bile değiller diye. O duyguyu bildiğimden pab da bisiklet binmeye başlayınca hep yeni gelenleri selamlayın, gülümseyin derdim. Ege'yi de getirmişti bir kaç kez, İzmir'e bisiklet için Manisa'dan. 
  Onlar başladı bisiklet binmeye sahilde. Şerif benim alanım bisiklet, oraya bulaşmanı istemiyorum dedi. Sıla'da girme onun kendi olduğu yer deyince hiç bulaşmadım. Adam da haklı trekking yaptık iki yıl, her hafta sonu dağlarda dolaştık. Ben de çene çok herkesle dost olurum, o ise hoşlanmaz bunlardan, adamı hep Semra'nın kocası yaptım. Manisa benim şehrim olunca, ondan da kaynaklandı biraz bu durum.Aynı yerde çalıştık yıllarca o yönetici tabi poker surat dolanıyo, ben içimdekidokuz sekiz ritimli müzik eşliğinde, tüm fabrikaya Güzin ablayım, o yüzden adam yorulmuştu benden.
 İzmir'de Şerif'in karısı olmaya bıraktım kendimi. Herkes onu tanısın dedik, ben zaten evden de çıkmamaya başlamıştım.  On beş gün evden çıkmama rekorları kırmaya başlayınca, korkmaya başladı evdekiler.
  Arkası yarın, zaten sıkılmışınızdır okumaktan, hiç komikli bişi de yok diye mırıldandığınızı duyuyorum. Bak çimdiklerim heee, hayat böle bişi hüzünü daha çok sanki. 
 Hadi bu gün yeni tanıdığınız birine selam verin hoş sohbet edin. Belki o da bu şehirde yalnızdır. Kendini hayalet sanıyordur. 
 Tanıdığınız birine de "seni seviyorum" deyin, dostça laann genç danalarım, kıkırdaşmayın :))
  
  

1 yorum:

Adsız dedi ki...

biri bana seni seviyorum dese öperim ben :P