14 Aralık 2012 Cuma

Kızların Hayatlarında Babalar Önemlidir



   Az önce dizideki baba oğulun kişisel hesaplaşması göz yaşlarına boğdu beni:( Ben babamın kucağından 8-10 yaşlarında indim," yahu du bakam ben tırmanmayınca, o beni alacak mı kucağına" dedim. Oysa sevilmek için tırmanan benmişim, bir daha hiç dokunmadık birbirimize.

   17 yaşımdaydım boşandılar, bir daha hiç konuşmadık, görüşmedik, küçücük şehir de aynı semt de yaşamamıza rağmen hiç karşılaşmadık. Aramadı sormadı zorlamadı hiç bir şeyi yakınlaşmak için.

    Yıllar sonra başka bir kadınla evlendi , boşanmalarından 17 yıl sonra da tak diye göçtü. Yaşarken hesaplaşma fırsatımız olamadı. Ben sonra kafayı sıyırdım, varlığından hiç yarar sağlamadığım adamın gidişiyle, içimde büyürken açtığı uçurum yuttu beni. ilk depresyon tedavisini o zamanlar gördüm. 

    Günlerce onun için ağlayacağım bir anı aradım, bir vardı da artık gidişiyle biten duygu aradım. Bulamadığım için hiç ağlamadım öylece dondum kaldım. Başıma gelen olumsuzlukların sebebi görüp, küfür ederdim içimden sürekli ona.

    Küfür mercii gidince, oluşan boşluk bile onun hayatımdaki varlığıymış. Aylarca büyük hüzünler yaşadım. İçimdeki ağlayan kız çocuğunun sesini duyarım zaman zaman. Kaç yaşında olursak olalım, içimizdeki doyurulmamış şefkat açlığı hep duruyor oracıkta içimizdeki çocukta.

   Kızların hayatlarında babaları önemlidir ve ruh sağlıklarının en büyük temeli onlardır. Hala baba yapmaya çalışırım kendime. Kaklıç kahvecisinin babası KIZIM NASIL ? Diye sormuş Şerif'e beni, kızının adı da Semra imiş. KIZIM cümlesini bir ondan bir de, arkadaşımın babası rahmetli Mehmet Tunca'dan duydum. İçimdeki uçuruma gökyüzü oldular. Yeryüzü babalarımdır onlar.

   Arkadaşlarımın babalarını hep çok sevdim. Bu şehirde bunun eksikliğini de çekiyorum, annem, babam gelecek diye sevinen, onlardan keyif alan, annemler gelicek, gel sende diye paylaşan kimse yok. Yaşlılar katına atmışlar onları, yaşarken öldürmüşler sanki. Anne babasından büyük sevinçle bahseden kimse yok sanki buralar da.

   Kapadokya bisiklet festivalindeki tur da, köy kahvesindeki mola sırasında, ihtiyar heyetiyle şakalaştık, makara koptu. Şerif beni bırakıp gitti yolda diye, "boşucam olm seni" diye söleniyodum. "Gel yav vereyim sana bir oda, yerleş buralara hemen" dedi amcanın biri. Ağzında diş kalmamış, şişe dibi gözlükler, bastonlu tonton amcalardandı. Kapadokya'lılar açıkladılar sona "aman haaa bunlar çok tehlikelidirler, kadın düşkünüdür birçoğu" dediler. :) 
   Abovvvvv baba peşinden koşarken başıma neler gelecektiii :))

Hiç yorum yok: