14 Aralık 2012 Cuma

Aşure

   Aşure ayı Bostanlı'ya uğramıyor. Manisa'da arkadaşlarım hep en büyük kaplarında gönderirlerdi, burada hasret kaldık. Çocukken kaşığını alıp gelsin diye haber salınırdı komşulara,  büyük sinilere dökülürdü, yer sofraların da yumulurduk, çatlayana kadar yer, bir tencere de evlere getirirdik.

   Önce dağıtılan kaseler küçüldü, minnacık çorba kaselerinde dağıtılır oldu. Manisa'da birilerine söylenmiştim " lan bana böle gönderecekseniz göndermeyin adam gibi 2 kişi yesin tam yesin" demiştim,  bana bile yetmez çorba kasesi ayol.

    Karşı komşum yapmış bir tek o da sağolsun ama , çağır beni demi tencere başına, hem laflıyayım hem yardım edeyim, sıcakken yiyeyim demi? Girip çıkmıyoruz fazlaca, sağolsun yine de hakkımızı ayırmış Ankara'ya gitmiş, dün yapılmış eşi getirdi dua ettim yine de ondan başka getiren de yok zaten, (dedikodumu da yaptım valla :) ).

    Sıla'da geldi bu akşam İstanbul'dan, onun da canı istemiş yapacakmış, yav uzun iş o dedim ben, Serif "ben yaparım ya nolcak" dedi, "vayyy havaya bak, al sen malzemeleri ben yaparım" dedi bi de. Malzemeyi alınca ben de yaparım, tarhana yapmışım olm ben, cık cık, puan toplucak bi de kızlarından pehhh. Pis boğazlık işte iş açıyo başımıza, muhtemelen perşembe günü yaparım.

   Yarın Çarşamba pazarına çıkılır,Buğday görmüştüm bir yer de güzel di onu da alırım, Sıla ile tişörtlerde de eşeleniriz gün orada gider. Yapıyorum uleyn başladım diye anons ederim, kaşığını kapan gelsin. Bostanlı'lara sadece, (benim gibi hasrettir onlarda, burada pişiren yok anam ) muhtardan ikametgah şart başka semt sokulmasın.

   Bizim evde de pişti ,aha komşum gönderdi, diye yorum yapanlara, çemkiririm, fotosunu da koyanlara söverim, söylemedi demeyin :)))

Hiç yorum yok: