14 Aralık 2012 Cuma

Kamyon Kamyon Domateslerrr



   Yazlık kışlık aktarıyorum (ne saçma cümle lan bu, başka da hiç bir yerde kullanılmaz he). Tek başıma  iş yapmaktan nefret ettiğim gibi, kayıp sendromunu yenememiş ruhumla, bu tişörtü vermeli, yok lan bi daha giyeriz, yok seneye karar verelim, dedikçe bunalıma giriyorum, iş uzuyor bitmek bilmiyor.

   Rahmetli annemi getirir yanıma oturturdum, o laflar dı ben iş yapardım, arada kahve içerdik,şunu falancaya verelim,  şunu fişmancaya verelim derdik, onunla hafif gelirdi iş.

   Onu kaybettikten sonra iki keyifli arkadaşım gelir oldu, şunu ben alayım, bunu benim kıza alayım diye paylaşırlar dı. Onlarla da makara kakara yapılırdı anlamazdım, hızla biterdi işler .

 Ama bu yapayalnızlığın derin  yaşandığı şehirde, derin dostluk yok , herkes nazik ve mesafeli. (Kendi yaşıtlarım ve komşulardan bahsediyom bisikletçilerim siz öle değilsiniz ). Yani Manisa boyut dost edinemedim, hoş o Manisa  boyuttakiler de dost değilmiş ben öyle sanıyormuşum sanırım, beş yıldır ne onlar beni, ne de ben onları arıyom.

  Yaşıtlarımı da sevmez oldum, o da var (arıza ben olabilirim). Ayrı gezegenden gibiyiz yaşıtlarımla, hepsi mutsuz neşesiz gibi gelir oldular bana .

  Çok yıllar önce bir ziyaret için Manisa Akıl hastanesine gitmiştim, hepsi mor eşofmanlıydı tek tip, hastane mor mor leylaklarrr gibiydiler. Hiç o kadar mor eşofmanı bir arada görmemiştim. Bahçeye zorla çıkarılmışlar odaları temizlenip havalandırılıyormuş. 

   Acaip bir devinim vardı ortamda, ritmik hareketlerle yürüyenler, hiç kıpırdamadan duranlar, kendi kendine konuşanlar, sürekli gülenler, normal bakanlar, sabit bakanlar. Apayrı bir gezegen gibiydi ve kesici rahatsız edici bir huzur vardı orada. Dünyanın kurallarına sittir çekmiş hepsi ondan sanırım o huzur ve beklentisizlik. 

   Arada kalkıp "KAMYON KAMYON DOMATESLER kamyon kamyon patatesler" diye bağırıp, sonra sessizleşen, bir hastaya takılıp kalmıştı gözlerim. Kısa saçlı 35 lerinde bir kadın, sessiz sessiz otururken ansızın ayağa kalkıp var gücüyle bağırıp, sonra sessizce oturmaya devam ediyordu. Çok etkilendim tek başına eylem yapıyordu sanki.  Ne zaman yazlık kışlık aktarma da bunalsam, hayattan sıkılsam ruhum daralsa,  aklıma gelir o   hasta ve mor eşofmanlar. 

  Manisa'da bir ara slogan edinmiştim, bu gün de tekrarlıyayım. "Yatacaksın akıl hastanesine, çekeceksin mor eşofmanları, ohhhh ne yazlık, ne kışlık, ne yemek, ne çamaşır, ne bulaşık, ne para ne pul, ne geçmiş ne gelecek,  süper hayat mis gibi." 


Arada kalkıp bağırıcam, hatta ŞİMDİ çıkıp balkondan bağırayım lan, KAMYON KAMYON DOMATESLERRR , KAMYON KAMYON PATATESLERRR !!!! :))    

Semra Çetindağ

Hiç yorum yok: