Sokağa nedensiz çıkmayı sevmediğimi bu yıla
kadar bu kadar net bilmiyordum. Uzun yıllar çalışma, koşuşturma çocuk
büyütme ,yorgunluktan ev sevdiğimi sanıyordum. Sokakta yaşamayı severim
hani at bi sandalye otururum saatlerce. Rahmetli annem sokakta oturmaya
devam eden kendi neslinin son neferiydi,gidene dek oturduğu
kaldırımında, gitme yıldönümünde oturup çiğdem çitlemiş sevdiği genç
dostları, ne güzel öyle anılmak, hoşuma
gitti anlattıklarında. Neyse ben bir eylem içermiyosa aha da şöle bi
dolaşam vitrinlere bakam kısmını sevmiyorum.
Bu şehir de rekorum
15 gün evden çıkmamaktı, kışın oluyor bu hep, baharla bisiklet
kurtarıyor hayatımı, ömrümü uzatıyor, o güzel arkadaşım. Şimdi
dondurucum dolu, bakliyat stoklu olunca her akşam yemek yapıyorum da,
yoğurt ekmek arada can çeken tatlılar (tatlı yapma eylemcileri de
stoklandı ), akşam eve gelecek Serif'e
en cilveli (keyifliysem ama, yoksa en nemrut sesimle) söyleniyor du,
adam 8 günlüğüne ailesine ışınlanınca, gitmeden önce savaş çıkacakmış
gibi ince ince stok yaptık eve, ekmeğe kadar valla :) Hava da yağmurlu
olunca, evde yaşamaktan mest, filimlerim gazetelerim kitaplarımla
yaşıyordum.
Ama, dünkü Senem ile Engin'in nikahına gidişim benim için aksiyon filimi gibi oldu, heyecan dozu yüksekti ,anam saç boyam bitmiş hadi bin bisiklete git al (hemen stokla onu da ) saçı boya, süslen püslen, bir koşu karşıya geç, salonu bul (otobüste beni o durakta indirecek amcayla ne ara, yol 10 dk dı, nikahtan evlilikten konuştuk ayol, en sonunda kızımıza mutluluklar dilerim diye uğurladı beni) :) .Yuh bir saat önce gelmişim geç kalırım tırsmasından .İki tane nikah izledim bizimkinin öncesinde, biri doğuluydular zılgıt sesleriyle, tamamı kapalı kadınlar içim karardı, sonraki çağdaş İzmir'in düğün kokoşu kadınlarımız dı içim açıldı, lan onlarda abartmışlar sanki çekiştirilen eteklerle abartılı makyajla bu düğün makyajı özel bir iş bence .
İnsan sıkılınca gidip oturmalı o salona, koltuklar kocaman deri, içersi sıcacık oh gelene bak gidene bak, nikah sonası kokteyl varsa tıkın, not edin gidilir yer Eşrefpaşa nikah salonu :) Gitmişken Kobedaklı dostların fotoğraf sergisini de gezdik, o çok güzel oldu gitmeyi düşünüyordum, nasıl bulucam derdindeydim hoş Burçak olmasa yerinin orası olduğunu bilemezdim, sağolsun ayaklı sanat ajandasıdır :) Beni sokağa çıkarmaya zorluyacak aksiyonlar bekliyorum hepinizden :))
Ama, dünkü Senem ile Engin'in nikahına gidişim benim için aksiyon filimi gibi oldu, heyecan dozu yüksekti ,anam saç boyam bitmiş hadi bin bisiklete git al (hemen stokla onu da ) saçı boya, süslen püslen, bir koşu karşıya geç, salonu bul (otobüste beni o durakta indirecek amcayla ne ara, yol 10 dk dı, nikahtan evlilikten konuştuk ayol, en sonunda kızımıza mutluluklar dilerim diye uğurladı beni) :) .Yuh bir saat önce gelmişim geç kalırım tırsmasından .İki tane nikah izledim bizimkinin öncesinde, biri doğuluydular zılgıt sesleriyle, tamamı kapalı kadınlar içim karardı, sonraki çağdaş İzmir'in düğün kokoşu kadınlarımız dı içim açıldı, lan onlarda abartmışlar sanki çekiştirilen eteklerle abartılı makyajla bu düğün makyajı özel bir iş bence .
İnsan sıkılınca gidip oturmalı o salona, koltuklar kocaman deri, içersi sıcacık oh gelene bak gidene bak, nikah sonası kokteyl varsa tıkın, not edin gidilir yer Eşrefpaşa nikah salonu :) Gitmişken Kobedaklı dostların fotoğraf sergisini de gezdik, o çok güzel oldu gitmeyi düşünüyordum, nasıl bulucam derdindeydim hoş Burçak olmasa yerinin orası olduğunu bilemezdim, sağolsun ayaklı sanat ajandasıdır :) Beni sokağa çıkarmaya zorluyacak aksiyonlar bekliyorum hepinizden :))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder